1 Şubat 2012 Çarşamba

Pepee Ve Keloğlan Oyunları

             Pepee & Keloğlan Vede Sevile Bütün Çizgifilm Kahramanlarının Bİr Çok Oyunlarını Bulabileceğiniz Tek Adres
                                         www.pepeeoyunlar.com

           Pepee & Keloğlan Vede Sevile Bütün Çizgifilm Kahramanlarının Bİr Çok Oyunlarını Bulabileceğiniz Tek Adres
                                         www.pepeeoyunlar.com

+
Pepee & Keloğlan Vede Sevile Bütün Çizgifilm Kahramanlarının Bİr Çok Oyunlarını Bulabileceğiniz Tek Adres
                                         www.pepeeoyunlar.com


26 Ocak 2012 Perşembe


KAPADOKYA'NIN TARİHİ


        Kapadokya tarihi boyunca doğal değişimlerin yanı sıra birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, işte kronolojik sıraya göre bunlardan bazıları;

(M.Ö.3000-1750) Asur Ticaret Kolonileri Çağı

M.Ö. 2000-1750 yılları arasında Kuzey Mezopotamya'da yaşayan Assurlu tacirler Anadolu'da ticari koloniler kurarak ilk ticaret örgütünü oluşturmuşlardır. Bu ticaretin merkezi Kayseri'deki Kültepe, Kaniş-Karum'dur (Karum: Ticaretin yapıldığı pazar yeri). Belgelerde adı geçen ve yeri saptanabilen karumlardan                     biri de Karum-Hattuşaş'tur (Boğazköy).
Zengin altın, gümüş ve bakır kaynaklarına sahip olan Anadolu, tunç alaşımı için gerekli olan kalay bakımından fakirdi. Tacirlerin beraberinde getirdikleri kalay, çeşitli kumaşlar ve kokular bu ticaretin ana malzemeleriydi. Hiç bir zaman politik üstünlüğe sahip olmayan tacirler yerli beylerin himayesi altındaydılar.
Assurlu tacirler sayesinde Anadolu'da ilk defa yazı görülür. Kapadokya Tabletleri olarak adlandırılan Eski                     Assurca yazılmış çivi yazılı metinlerden, tacirlerin geliş yolları üzerindeki beylere %10 yol verdikleri, borçlu olan halktan %30 oranında faiz aldıkları, Anadolu krallarına sattıkları mal üzerinden %5 vergi verdikleri anlaşılmaktadır. Yine bu tabletlerde Assurlu tacirlerin Anadolulu kadınlarla evlendikleri ve nikah sözleşmelerinde Anadolulu kadınların haklarını koruyacak maddeler bulunduğu görülmektedir.
Assurlu tacirler yazıdan başka silindir mühürler, madencilik, tapınak ve tanrı fikirlerini de Anadolu'ya getirmişlerdir. Böylece Anadolu'nun yerli sanatı, Mezopotamya sanatının etkisi altında gelişerek kendine has yeni bir sanat anlayışını ortaya koymuştur. Bu sanat daha da gelişerek Hitit sanatının temelini oluşturmuştur.

(M.Ö.1750 - 1200) Hititler Dönemi

M.Ö.II. binin başlarında Avrupa'dan Kafkaslar üzerinden gelerek Kapadokya Bölgesi'ne yerleşen Hititler, daha sonra yerli halkla kaynaşarak imparatorluk kurmuşlardır. Dilleri Hind-Avrupa dil grubundandır. Başkentleri Hattuşaş (Boğazköy) olan Hititlerin önemli şehirleri Alacahöyük ve Alişar'dır. Kapadokya Bölgesi'nde bulunan bütün höyüklerde Hititlere ait kalıntılara rastlamak mümkündür. Bunun yanı sıra Hitit İmparatorluk Dönemi'nde özellikle Kapadokya Bölgesi'nde stratejik açıdan önemli geçitlere ve su kenarlarındaki yüksek kayalara rölyef olarak işlenmiş anıtlar bulunmaktadır. Bu kaya anıtları sayesinde Hitit krallarının güneydeki ülkelere ulaşmak için geçtiği yolları saptamak olasıdır. Kayseri sınırları içindeki Erciyes Dağı'nın güneyinde yer alan Fraktin, Taşçı ve İmamkulu kaya anıtları tanrıların kutsanması, Büyük Kralın (Hattuşili III) ve Kraliçenin (Puduhepa) tanrılara minnettarlığını göstermesinin yanı sıra imparatorluğun gücünün sınırlarını gösteren birer propaganda anıtlarıdır.

(M.Ö. 1200-700) Geç Hitit Dönemi

Friglerin Orta Anadolu'nun önemli kentlerinin hemen hepsini yıkarak Hitit İmparatorluğu'nu ortadan kaldırılmasından sonra Orta ve Güneydoğu Anadolu'da Geç Hitit Krallıkları ortaya çıkmıştır.
Kapadokya Bölgesi'ndeki Geç Hitit Krallığı ise Kayseri, Niğde ve Nevşehir'i içine alan Tabal Krallığı'dır. Bu döneme ait Gülşehir - Sivasa (Gökçetoprak), Acıgöl -Topada, Hacıbektaş - Karaburna Köyü'nde Hitit Hiyeroglifi yazılmış kaya anıtları bulunmaktadır.

(M.Ö.585-332) Pers ve Kapadokya Krallığı

Kimmerler'in Frig egemenliğine son vermesi sonucu Anadolu'da Medler (M.Ö. 585), daha sonra da Persler (M.Ö.547) görülür. Persler bölgeyi 'Satrap' adını verdikleri valilerce yönettiler. Eski Pers dilinde "Katpatuka" olarak adlandırılan Kapadokya bölgesi, 'Cins Atlar Ülkesi' anlamına gelmekteydi. Persler, Zerdüşt dinine bağlı olduklarından ve ateşi kutsal saydıklarından bölgedeki volkanları, özellikle Erciyes ve Hasandağı'nı, kutsal saymışlardır.
Persler, Kapadokya'dan geçerek başkentlerini Ege'ye bağlayan,'Kral Yolu'nu geliştirmişlerdir. Makedonya                     Kralı İskender M.Ö. 334 ve 332 de Pers ordularını arka arkaya bozguna uğratarak bu büyük İmparatorluğu yıkmıştır.
Pers İmparatorluğu'nu yıkan İskender Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaştı. İskender, komutanlarından Sabiktas'ı bölgeyi denetim altına almakla görevlendirince, halk buna karşı çıktı ve eski Pers soylularından Ariarathes'i kral ilan etti. Çalışkan bir yönetici olan I. Ariarathes (M.Ö.332-322) Kapadokya Krallığı'nın sınırlarını genişletti.
İskender'in ölümüne kadar barış içinde yaşayan Kapadokya Krallığı, Roma'nın bir eyaleti olduğu M.S.17 yılına kadar varlığını korumak için Makedonyalılarla, Pontuslularla, Galatlarla, Romalılarla mücadele etmiştir.

(M.S. 17-395) Roma Dönemi

M.S.1 7'de Tiberius Kapadokya'yı Roma'ya bağlayarak bölgedeki kargaşaya son verdi. Romalılar bölgeyi ele geçirdikten sonra batıya bir yol yaparak Ege'ye ulaşımı sağladılar. Bu yol hem askeri hem de ticari açıdan önemliydi.
Roma egemenliği sırasında, yöreye gerek saldırı gerekse göç biçiminde doğudan gelenler oldu. Romalılar bu yeni gelenlere karşı 'Lejyon' adını verdikleri askeri birlikleriyle karşı koydu.
İmparator Septimus Severus Dönemi'nde ekonomik bakımdan oldukça canlanan Kapadokya'nın merkezi Kayseri, daha sonraki yıllarda İran'dan gelen Sasaniler'in saldırılarına uğradı. Gordianus III bu saldırılara               karşı şehrin etrafını surlarla çevirtti.
Bu sırada Anadolu'da yayılmaya başlayan ilk Hıristiyanların bir kısmı büyük şehirlerden köylere göç etmeğe başladılar. Kayseri'nin önemli bir din merkezi haline geldiği 4. yüzyılda, kayalık Göreme ve çevresini keşfeden Hıristiyanlar, Kayseri Piskoposu da olan Aziz Basil'in dünya görüşünü benimseyerek kayalar içinde manastır hayatını başlattılar.

(397-1071)

Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesiyle Kapadokya Doğu Roma İmparatorluğunun etkisi altında kaldı. 7.yüzyılın ilk yıllarında Kapadokya'da Sasanilerle Bizanslılar arasında yoğun savaşlar oldu. Sasaniler bölgeyi 6 - 7 yıl kadar ellerinde tuttular. 651'de Halife Osman Sasanileri yıkınca bölge bu kez Arap-Emevi göçlerinin akınlarına uğradı.
Uzun süredir devam eden mezhep çatışmaları III. Leon'un Müslümanlıktan etkilenerek ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaştı. Bu durum karşısında bazı Hıristiyan ikon yanlısı keşişler Kapadokya'ya sığınmaya başladılar. İkonoklasm hareketi yüz yıldan fazla sürdü (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi ikonoklasm etkisinde kaldıysa da ikondan yana olanlar burada rahatlıkla gizlenip ibadetlerini sürdürdüler.

(1071-1299) Selçuklu Dönemi

Oğuz Türklerinden Selçuk Bey'in kurduğu Selçukluların anavatanı Orta Asya'dır. 10. yüzyılda kuzeye doğru yayılan İslamiyet'i kabul eden Selçuklular, İslamiyet'i kabul etmemiş kavimlerle sürekli mücadele ederek egemenlik alanlarını genişletmeye çalışmışlardır.
Bizans İmparatoru Romanos Diogenes'in Selçuk Bey'in torununun oğlu Alparslan'a 1071 yılında yenilmesi Bizans'ın gerilemesine, Anadolu'da yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştur.
1075 yılında Anadolu Selçuklu Devleti kurulur. 1082'de Kayseri fethedilir ve böylece Kapadokya Selçuklu                     hakimiyetine girer. Hıristiyanlığın önemli yerleşim ve yayılma alanı olan Anadolu, bundan böyle Kuzey Afrika'dan, Ortadoğu ve Yakındoğu'ya kadar uzanan İslam bölgelerine dahil olmuştur. Anadolu'nun Selçuklu Türkleri tarafından fethi, patrikhanenin idari etkinliğini etkilememiştir. Çünkü 13. yüzyıla ait İhlara                     Bölgesi'ndeki Aziz George Kilisesi'nin yazıtlarında Selçuklu Sultanı II. Mesud ve Bizans İmparatoru II. Andronicus'un adlarından övgüyle bahsedilmektedir.
13.yüzyılın sonunda Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflaması üzerine Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde beyliklerortayaçıkar.1308yılındaMoğolkökenliİlhanlılar Anadolu'yu istila eder ve Kapadokya Bölgesi'nin önemli bir kenti olan Kayseri de yıkılıp tahrip edilir. Selçuklu sultanları Moğol yönetiminin etkisi altında kalırlar ve bağımsız hareket edemezler. Anadolu artık Türk boylarının kurduğu beylikler halinde idare edilecektir.

Osmanlı Dönemi

Kapadokya Bölgesi, Osmanlı Dönemi'nde de oldukça sakindi. Nevşehir, Damat İbrahim Paşa Dönemi'ne kadar Niğde'ye bağlı küçük bir köydü. 18. yüzyıl başlarında özellikle Damat İbrahim Paşa zamanında Nevşehir, Gülşehir, Özkonak, Avanos ve Ürgüp'te imar hareketleri gelişmiş; camiler, külliyeler, çeşmeler yaptırılmıştır. Özkonak kasabasının merkezinde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selimdin doğu seferi sırasında (1514) yapılan köprü, Nevşehir'deki erken Osmanlı yapısı olması açısından önemlidir.
Osmanlı Dönemi'nde de Selçuklu Dönemi'nde olduğu gibi yörede yaşayan Hıristiyanlara karşı hoşgörülü davranılmıştır . Ürgüp/Sinasos'taki 18.yüzyıla ait Konstantin - Eleni Kilisesi, Gülşehir'deki 19.yüzyıla ait Dimitrius adına yapılan kilise ve Derinkuyu'daki Ortodoks Kilisesi bunun en güzel örnekleridir.


PERİ BACALARININ OLUŞUMU


KapadokyaKAPADOKYA'NIN KONUMU

Roma İmparatoru Augustus zamanında Antik Dönemyazarlarından Strabon Kapadokya Bölgesi'nin sınırlarını güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölge olarak belirtir. Bu günkü Kapadokya Bölgesi Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır. Daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya Bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir.

VOLKANLARIN PATLAMASI VE JEOLOJİK OLUŞUM

Kaya yapısı:peri bacaları

Kapadokya Bölgesi'ndeki Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ jeolojik devirlerde aktif birer volkandı. Bu volkanla birlikte diğer çok sayıdaki volkanların püskürmeleri Üst Miyosen'de ( 10 milyon yıl önce) başlayıp, holosen'e (Günümüze) kadar sürmüştür. Neojen gölleri altındaki yanardağlardan çıkan lavlar, platoda, göller ve akarsular üzerinde 100-150m. kalınlığında farklı sertlikte tüf tabakasını oluşturmuştur. Bu tabakanın bünyesinde tüften başka tüffit, ignimbirit tüf, lahar, volkan külü, kil, kumtaşı, marn aglomera ve bazalt gibi jeolojik kayaçlar bulunmaktadır. Ana volkanlardan püsküren maddelerle şekillenen plato, şiddeti daha az küçük volkanların püskürmeleriyle sürekli değişime uğramıştır. Üst Pliosen'den başlayarak başta Kızılırmak olmak üzere akarsu ve göllerin bu tüf tabakasını aşındırmaları nedeniyle bölge bugünkü halini almıştır.

PeribacalarıPeri bacaları nasıl oluştu:

Vadi yamaçlarından inen sel suşarının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla "Peribacası" adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır.
Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üsy kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır.. Bu durum, peri bacalarının oluşumunda, rüzgar etkisinden çok yagmur sularının yüzeydeki akışının daha önemli oldugunu ortaya koymaktadır. Yağmur sularının bu denli etkili ve güçlü yüzey akıntısı olarak gelismesine ise en önemli etken bitki örtüsünün azlıgı ve tüflerin geçirimsiz olmasıdır.
Daha çok Paşabağı civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak, peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmaktadır. Ayrıca şapka kaya, zayıf tüfün erozyonunu geciktirerek peri bacalarının yüksekligini kontrol eder.
Peri bacalarının çapları ise 1 m ile 15 m arasında değişmektedir. Çatlak aralığının 1 m'den küçük olması veya 15 m'den büyük olması durumunda ise peri bacası gelişimi gözlenmemektedir.
Kapadokya Bölgesi'nde erozyonun oluşturduğu peribacası tipleri; şapkalı, konili, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kayalardır. Peribacaları en yoğun şekilde Avanos - Uçhisar - Ürgüp üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp Şahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır. Peribacalarının dışında vadi yamaçlarında yağmur sularının oluşturduğu ilginç kıvrımlar bölgeye ayrı bir özellik katmaktadır. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi lav tabakalarının ısı farkından dolayıdır. Bu oluşumlar Uçhisar, Çavuşin, Güllüdere, Göreme, Meskendir, Ortahisar Kızılçukur ve Pancarlı vadilerinde gözlenir.
Peribacaları nasıl oluşur
Peri bacaları nasıl oluşur
Yukarıdaki resim adeta peribacaları müzesi olarak nitelendirilen Avanos'un Paşabağı mevkiinden çekilmiştir. Peribacalarının oluşumu ndan olgunlaşıp bozulmasına kadar bütün evreler görülmektedir.

22 Ocak 2012 Pazar

Halı Yıkama Firmalarının İllere Göre Dağılışı

İllere Göre Halı Yıkama Firmaları

01Adana     02Adıyaman     03Afyonkarahisar     04Ağrı     05Amasya     06Ankara     07Antalya

08Artvin     09Aydın     10Balıkesir     11Bilecik     12Bingöl     13Bitlis     14Bolu        15Burdur

16Bursa       17Çanakkale       18Çankırı       19Çorum      20Denizli     21Diyarbakır     22Edirne

23Elazığ     24Erzincan     25Erzurum    26Eskişehir    27Gaziantep    28Giresun    29Gümüşhane

30Hakkari    31Hatay    32Isparta     33Mersin     34İstanbul    35İzmir     36Kars    37Kastamonu

38Kayseri       39Kırklareli      40Kırşehir      41Kocaeli      42Konya       43Kütahya     44Malatya

45Manisa       46Kahramanmaraş      47Mardin      48Muğla      49Muş     50Nevşehir      51Niğde

52Ordu       53Rize      54Sakarya      55Samsun      56Siirt       57Sinop     58Sivas    59Tekirdağ

60Tokat    61Trabzon    62Tunceli     63Şanlıurfa     64Uşak    65Van    66Yozgat    67Zonguldak

68Aksaray   69Bayburt   70Karaman    71Kırıkkale   72Batman   73Şırnak   74Bartın   75Ardahan

              76Iğdır      77Yalova    78Karabük    79Kilis    80Osmaniye      81Düzce

Aksaray Halı Yıkama Firmaları

                    Aksaray'da Bulunan Halı Yıkama Firmaları




Safran Halı Yıkama

Safran Halı Yıkama (Aksaray / Merkez)
Hobi Bahçeleri Yolu Örnek Sanayi Sitesi 13. Blok Aksaray
382 216 02 81



Antik Halı Yıkama

Antik Halı Yıkama (Aksaray / Merkez)
Galericiler Sitesi F Blok No:37 Aksaray
382 215 97 77



Yılmaz Halı Yıkama

Yılmaz Halı Yıkama (Aksaray / Merkez)
Hacilar Harmani Mah.galericiler Sitesi 15/c Aksaray
382 215 20 21



Sarıcalar Halı Yıkama

Sarıcalar Halı Yıkama (Aksaray / Merkez)
Taşpazar Mah. Tiftik Yapağı Koop. F Blok No:2
382 215 58 96



Pırlanta Halı Yıkama

Pırlanta Halı Yıkama (Aksaray / Merkez)
Galericiler Sitesi 11.blok
382 21570 00